11 Mayıs 2018 Cuma

Öğle Aydınlığı (Şiir)





Öğle Aydınlığı

yaz ortası
kör saatleri gözün
açık balkonda ezan sesiyle savrulan perde
ve şırıltısı süs havuzunun
solgun ışığında laptopun kıvrılıp duran
duman
varlığı kaplamış kül kokusu

bir haikunun ilk dizesi su sesi
hayatı özetleme
anıları küçük mantı parçacıklarında
derin dondurma çabası

söylenmemiş sözlerin büyüsü
iki satır işte
bir tez hayat
başarısızlık üstüne
el yapımı mutsuzluklar
mutluluklar

dışarıda gün parlak ışığıyla dövüyor çatıları
çiçekleri sulayan solgun kadınlar
çiçekli entarileri içinde ıslak
daha da solgun
sanıldığından daha bilge
sessiz bahçıvan
çocuk çığlıkları kapalı kutu evlerden
yalnızlığın alev diliyle yaladığı
kent-orman

Hay-kıramadıklarım

günün tortusu
çöreklenmiş omuzlarıma
ağır bir yılan...

dolmuş penceresinden
akan bahar...
dokunulmayan orman çiçekleri
yalnız hafızaya çekilmiş fotoğraflar
hayali vazolarda kır çiçekleri
düşte yürünen ağaçlıklı yol
yolun kuştan sesleri

günün tortusu
omzuma tünemiş
ağır kuş

yanı başımızdaki bahar
içine bizi almayan
az ötemizde bahar
göstermelik
iki durak arası
ayva çiçeği
köşedeki akasya
geçerken altından
dilek tuttuğum

ve o güller
gül boyu
açmış
kavuniçi

o güller sabah sabah
uzatmış elini paçama
dur geçme koklamadan
der gibi

bu orman
aklımı çalan
hiç gitmediğim

günün ağrısı
omzumda kalan...


Şiir ve Resim:
 Ayşen Gacan Gülbağ

Bitmeyecek Şiir



Bitmeyecek Şiir

I.
nedir bugün
doğmamış çocuklar günü mü
bu yaslı yaşmağı çehremize bürüyen
bu güneş böyle parıldarken
nedir bu
köpük köpük yeşil su
derininde uzun saçlı yosunlara takılı
ihtimaller zinciri
kim doğdu
kim bu denizden
senle ben miyiz
şiirin sin* hali
II.
göz gözü görmüyorken
değmiyorken gölgen gölgeme
adını teyellemiş dilime
bir yakarış terzisi
hani nerede iğne
nerede iplik
büyük boşluğunda Samanyolu'nun
nedir bu durmadan artan mesafe
kim çiziyor bu gölgeleri mağaramıza
kim diyor ki hayat bu
bu acı su
bu tatlı su
bu aşk
bu ışık
bu gerçek !
./..
          18 Eylül 15

Şiir ve Resim ; Ayşen Gacan Gülbağ

*SİN (TDK)
Ölü gömülen yer, gömüt, mezar, kabir, metfen, makber

Yusufçuk (Şiir )



Yusufçuk 
             - Kardeşimin anısına-



sessizliğin gölgesinde uyuyan ihtişam,

sadeliğin gövdesine yapışmış altın ışık;

yıkıyor salkımsöğütlerle beraber

yıpranmış saçlarını

saçak saçak, iplik iplik, yırtık pırtık

köpürüyor su;

aklının mavi gözyaşı havuzunda



gidiyor o kışa girişte, yazdan çıkışta

iki bahar arası mevsimler, biçilmiş

uzun saplı gelincikler ot balyalarında

o saydam yusufçuk

kumru sesine konmuş, seheri

seyrediyor

acı bir yaşamın şerefine dolduruyor

kızıl kadehini ışıkla



kuşluk patlıyor

ilk avazı kumrular saldı kubbeye

yu-suuuf-çuuuk yusuf

yu-suuuf-çuuuk yusuf

kanatlarına renk yürüdü yusufçuğun

gözüne mavi bir gülümseme

zamanıydı zamanı gelmenin

sazlar arasında sabah yeline

takılıp, gidivermenin



Ayşen Gacan Gülbağ

Foto:Murat Gacan ( Kardeşim )

8 Ocak 2018