22 Şubat 2017 Çarşamba

Özlemek



Özlemek

Geçmiş özlenir hep, yaş ilerlemişse. Gelecek özlenir mi? 

Özlenir; çocuksan, gençsen, sabırsızca gerçekleşmesini beklediğin durumlar varsa... 

Ben zor iş günlerinde, örneğin sekiz duruşmaya girmem, hiç birini kaçırmamam ve bir tomar evrağı bin bir çeşit adliye kalemine bırakmam gereken zamanlarda, yakın geleceği özlerdim. Ve hemen günün bittiğini, eve çocukların yanına gittiğimi, ayaklarımı koltuğa uzatıp, evren- zaman konulu belgeseller izlediğimi hayal ederdim. Ve gün biterdi.

Zamanın ileriye doğru aktığı konusunda genel bilimsel bir görüş birliği olsa da, kadim inanışlarda rastlanan daireselliği aklıma gelir hep. An biriciktir, anı yaşa der doğu. Batı geleceği düşün, yatırım yap, garantile der kendini. 

Bu yaşımdaki ben artık geleceğe özlem duymuyorum.
Çünkü; geçmiş tüm şimdilerin birikimi iken, gelecek sadece tahayyülden ibaret. 
Hayallerde yaşamak da yaşamaktır belki… 
Onu da çok yapardım eskilerde, sıkıntılı zamanlarda. Geceleri uyku tutmadığında; aklımdan başka yerde olmakla ilgili uzun hikâyeler yazardım. Ertesi gecelerde de devam ederdim kaldığım yerden. Bir keresinde uzak doğuda bir yerlerde, seramik atölyesinde çalışmıştım… Ne güzel porselenlerdi onlar… Birinde de çizgi film yapıyorduk topluca. Fark ettim ki o zamanlar ne internet vardı ne de çok kanallı televizyonlar. Aklımın canı sıkılıyordu. Eylemlerini hayaller içinde gerçekleştirip haz alıyordu.
Olmadığım yerleri özlemiyorum artık. Belki kendimi oyalama işlerinde çok başarılıyım . Belki olana razı olma kemaline erdim. Belki artık anı yaşamada ustalaştım. Belki artık isteklerimi terbiye ettim.


HAİKU

Sallanıp durur
Sarmaşıkların sardığı köprü
Hayatımız gibi
Matsuo Basho -( Başo )

Ayşen Gacan Gülbağ
12 Subat 2017