1. sarı şifon sarısabırdan dalgalanır tafta düşlerde kör makası hala bilemekte annem basma çiçeklere su verirken düşümde
2. babamın saçları dalga dalga dalgalanıyor sarhoş bacağından sürfüleye geçiyorken annem dandini dastana bez bebeğimin saçları iki belik kuzular kaçmış bostana zor bela kapatıyoruz eğreti dama
3. denizin dibinde hatçem diyorken babam annem yüksek yüksek tepeleri çalıyor iç plağında elimde blok flüt çalıyorum bir dam koyun dinleyicime "elimde şişe , şaştım bu işe kertanın kızı bir top menekşe" ./..
iki sincap- yattığın servilikte oynaşıyor işte . defin günü birden bastıran yağmur- göğün rahmeti . miras kaldı ya çiçeklenen orkide ve pembe sümbül . bir dua gibi mızıka çalarım, sessiz mezar başında
Bu Yol bu yol diyorsun böyle uzayıp giden sakin güneş altında dilsiz bir yılan
bu yol ki; o yağ yeşiline çalan günler, yürüdükçe esneyen zaman, ince bir urgan üstünde ip atlayan takunyası kayıp çocuk
çık yola diyorsun ona doğru mor göklere iri damlalar atan kara buluta şadırvanında kumrular yıkanan yıkık avluya gözlemelik ısırgan toplayan anaya doğru diyorsun güzel diyorsun