3 Nisan 2016 Pazar

Anı



Anı

Bundan bir hafta kadar önceydi...Meraklarıma yeni materyaller bulmak için mahallenin derinliklerine gizlenmiş bir milyoncuları geziyordum...Güzel renkleri olan, kalitesi de fena sayılmayacak keçe blokları buldum..Hatta renk renk kalın naylon masuralar da buldum...Kalın tığla organizer örerim dedim..Dönüşte bir ucuzculuk marketine uğradım...İki kasa vardı..Az çalışanlı yerler buralar...Kuyruğa girdim...Nedense herkese göre benim aldığım çok kaçar bu marketlerde...Ben de bu utançla elinde az eşya olanlara hep sıramı veririm...Önümde bir yaşlı kadın var...İşi uzadı, bitmek bilmiyor...Şehirde yaşıyoruz ya insanlara dikkat etmeyiz, yüzlerine bakmayız, seslerini dinlemeyiz....Rafta duran bir eşya gibidirler...Tabi kuyruk ilerlemeyince olaya dikkatimi verdim...Yaşlı kadın bozuk çıkmış bir ürünü değiştirmeye çalışıyor...Yoğurt vb. olabilir...Ama kasiyer yeni, tecrübesiz...Çok az maaş aldıkları için her hafta yeni bir kasiyer oluyor buralarda neredeyse...Kasiyer iade işlemini beceremiyor...Yaşlı kadın mahcup...Ve bir şeyler geveliyor ağzında...kusura bakmayalım gibisinden...Oysaki onun kusuru yok..Mal hukuken ayıplı çıkmış...Üstelik gıda ürünü, seri malı toplatmaya kadar gidebilecek bir iş...


Her neyse tüm bunlar beş dakikalık bir zaman dilimi içinde oluyor.
Ve ben kadına bakıyorum.
Ama gerçekten bakıyorum ve görüyorum.
Aynı memleketimdeki nineler gibi...
Zayıf, kuru, susuz kalmış gibi.
Yarım baş örtülü, yarım mantolu...
Gözleri küçüçük ve göz kapakları kıpkırmızı
Belli ki hasta, yalnız, yoğurt alıverecek kimsesi yok..Belki var da işte felan...
Bu şehirde yaşamaması gerekenlerden...Kasabada köyde yaşamalıydı...
Ve acı dolu...
Ve en önemlisi o benim...Yer değiştiriyoruz...O benim, ben oyum...Hatta ikimiz aynıyız...Hattta şu acemi kasiyer genç de benim...
İşte aydınlanıyorum...
ve artık anlıyorum
kime baksam
o
benim değişik bir yüzüm

1 Nisan 2016

Ayşen Gacan Gülbağ

Foto: Ayşen Gacan Gülbağ ( Tire /İzmir/ Türkiye)

Hiç yorum yok: