bir masal yazıyorum bu gece
bu masalı kendime yazıyorum bu gece
bir varmışım bir yokmuş
nasılsa bir masallık varmışım bir süre
az gitmişim, uz gitmişim, dere tepe düz gitmişim
varmışım bir düzlüğe
yedi tepe, yedi dağ, yedi ejderhayı aşmışım en önce
sanırım hamuruma gözyaşı olsun diye bol su katılmış
ve toprak, baharı ve ağaçları sevsin diye
ve ateş, yanıp kül olsun diye aşktan
ve biraz hava üflenmiş üzerime
çılgın zamanlara savrulsun diye
beni bir kil topu olarak koymuş usta tezgaha
pinokyadan beterim oysa ben
hamur, çamurken daha kaçmışım tek ayakla
ve başlamışım kendi kendimi yontmaya
o yüzden gözüm anlımda benim
ağzım kulaklarımda
gel zaman git zaman
bir Picasso resmi kadar çarpık
bir Van Gogh kadar sarı
bir yüzüm olmuş benim de
otlar, çiçekler, dikenlerle aynı sınıfta okumuşum
ilkokulu
horozibikleri ve fesleğenler okşamış başımı
yaban bülbüllerinden almışım ilk flüt dersimi
çömlek yapma sanatını öğrenmişim komşu kızıyla
çocukluğum en büyük eserimdir
bir çok masaldan kırpıp yaptım onu
ara sıra çıkarır giyerim
şıppadanak uyar üzerime
yaşadığımı sandığım çoktur
asıl yaşadığımsa odur
bir masal yazdım ben
bir masalı yaşadım
gökten düşen o kırmızı elma
benim !
15 Nisan 2015
Ayşen Gacan Gülbağ